CİLT BAKIMINDA PH DEĞERİ NEDEN ÖNEMLİ

pH kavramı ile hepimiz en az bir kez karşılaşmışızdır, belki lisede aldığımız Kimya derslerinde belki de televizyonlarda gördüğümüz reklamlarda. Şimdiye kadar pek de dikkatimizi çekmeyen bir terim olsa da aslında hayatımızda oldukça önemli bir role sahip.

pH değeri teorik olarak sulu bir çözeltinin ne kadar asidik veya ne kadar bazik olduğunu ifade eden bir terimdir. 0-14 aralığında değerler alan bu ifadede, 7’den küçük sayılar asidik; 7’den büyük sayılar bazik değerleri temsil ederken 7 ise nötr anlamına geliyor. 

1950’lerde cilt temizleyicilerin ortaya çıkması ile cildin pH değeri ve bu değerin dengede olmasının önemi ilk kez gündeme gelir oldu. Sonraki yıllarda yapılan çalışmalar ile cildin hemen üzerinde asidik bir tabakanın yer aldığı görüldü ve buna “asidik manto” denildi. Bu yapı cildimiz tarafından oluşturulan sebum, ter ve çeşitli asidik moleküllerin bir araya gelmesiyle oluşuyor.

Burada manto kelimesinin seçilmesinin ardında özel bir neden var çünkü ilgili tabakanın cildimizi virüs, bakteri, çevresel faktörler gibi birçok zararlı etkenden koruyan ve bariyer görevi gören çok ince asidik bir film olmasın atıfta bulunuyor. Tüm bunlara ek olarak bu manto ciltte gerçekleşen birçok biyolojik süreçte önemli rollere sahipken aynı zamanda cildin doğal mikroflorasını destekliyor. 

Her ne kadar her cilt tipinin yapısı kişiden kişiye değişse de genel olarak cildimizin doğal pH’ı 5.0-6.0 aralığındadır. Bu değer cinsiyetlere göre de ufak farklanmalar gösterebiliyor, öyleki erkeklerin cilt pH değeri kadınlara göre biraz daha asidik seviyelerdedir. Ayrıca artan yaş ile birlikte cilt pH değerinin daha bazik seviyelere doğru ilerlediği ve ciltte görülen ince çizgiler ve kurumaların da bu sebepten olduğu düşünülmektedir.

pH dengeli ürünler, cildin pH’ı ile uyum gösteren cilt bakım ürünlerini temsil eder. pH değeri korunmuş cilt kendini bakteri, virüs ve çeşitli çevresel faktörlere karşı korurken aynı zamanda doğal mikrofloranın ve yapısal biyolojik süreçlerin de dengeli bir şekilde devam ettirilmesini sağlar. 

Cilt pH değerimiz ile bire bir örtüşmeyen, ufak farklanmalar gösteren ürünler kullanıldığında, cilt genellikle kendini bu durumu tolere edecek ve yeniden dengesini bulacak şekilde düzenleyebilir. Fakat, yüksek asidik veya bazik değerlere sahip ürünlerin kullanılması asidik mantonun dengesinin bozmasına ve cildin dış etkenlere karşı savunmasız kalmasına; ayrıca çeşitli biyolojik süreçlerin aksamasına neden olabilir. Cildin doğal pH değerine kavuşması uzun süreceğinden bu süreçte ciltte bir takım rahatsızlıklar da gelişebilir. 

Cilt ile uyumlu pH değerlerine sahip ürünlerin kullanımı ile cilt daha pürüzsüz, esnek ve nemli bir görünüm elde edebilir. Her cilt tipi için pH uyumlu ürünler önerilmekle birlikte özellikle hassas cilt tiplerinin bu konuda biraz daha dikkatli olması gerektiği vurgulanıyor.

Genel olarak baktığımızda asidik bir cilde sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu noktada asidik aralıkta kalan ürünleri tercih ediyor olmak doğru karar gibi görünüyor. Günümüzde birçok cilt bakım ürünü sahip olduğu pH değerini kullanıcıları ile paylaşırken ilgili ürünün cildinizle uyumlu olup olmadığını anlamanın en doğru yolu denemek ve cildinizde bıraktığı hissi gözlemlemek olabilir. Ürünü uyguladıktan sonra temiz hissediyorsunuz fakat bu hisse kuruluk ve gerginlik mi eşlik ediyor, belki de ilgili ürün cildinizin pH’ı ile uyumluluk göstermiyordur. Kullandığınız ürünün cildinizle uyum göstermediğine dair diğer işaretler ise pullanma, artan hassasiyet, iltihaplanma, sivilce ve kızarıklıklar olabilir.

Tüm bunlara ek olarak, yüzünüzü çok sık yıkamak veya peeling, maske gibi ürünleri normalinden daha sık aralıklarla uygulamak ve cilt bakımınızda sert su kullanmak da asidik mantonun dengesini bozacağından cildinizde bir takım hasarların görülmesine neden olabilir.

Cilt bakımımızı yaparken kullandığımız ürünün verdiği temizlik hissinin yanısıra belki en az onun kadar önemli nokta bu arındırmayı ne şekilde yaptığıdır. Cildinizin ihtiyacına yönelik doğru ürünü seçerken, temizliği nazikçe yapıyor oluşuna ve cildinizi kurutmuyor oluşuna özellikle dikkat etmekte fayda var. Bu noktada hassas formülasyonları ve bitkisel içerikleri tercih ediyor olmak özellikle önem kazanıyor. Propia, yağlı, karma, sivilce eğilimli ciltler için su bazlı, bitkisel içerikli, nazik formülasyonları ile cilt yüzeyinde bulunan fazla sebumu dengeleyip; tıkalı gözeneklerde biriken kir, yağ ve tüm makyaj kalıntılarını derinlemesine temizlerken; cilt ile uyumlu pH 5.0 değeri ile ciltte herhangi bir kurumaya ve hassasiyete neden olmamaktadır. Sahip olduğu yüksek tolerans ve hassas formülü ile diğer cilt tipleri tarafından dönemsel sivilce&yağlanma yaşanan zamanlarda da tercih edilebilir.

“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.