CİLT BAKIM TRENDİ SLUGGING HAKKINDA HER ŞEY

Soğuyan havalarla birlikte belki de en çok konuşmaya başladığımız konuların başında cildimizin kuruması ve cildimizi nemli tutma çabası yer alıyor. Bu konuda Koreli dermatologlar da bizler gibi oldukça fazla düşünüyor olacak ki yeni bir trend ile karşımızdalar: slugging. 

Nemli ve dolgun bir görünümün hedeflendiği bu cilt bakım tekniği ismini salyangozların ardında bıraktığı yağlı, mumsu görünümden alıyor. Cilt bakım rutinimizde son adım olarak vazelinin kullanılması ile nemi cildimize hapsettiğimiz bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

Aslında her şey aynı kalıyor. Bu tekniği diğer tüm tekniklerden daha cazip ve heyecanlı kılan kısmı belki de bu yönü olabilir, hiçbir şeyi değiştirmiyoruz. Gece bakım rutinimizde bulunan temizleme, arındırma ve nemlendirme adımlarını her zamanki gibi uygulamaya devam ediyor ve içeriklerin cildimiz tarafından iyice emilmesini bekliyoruz. Gece bakımımızın son adımında cildimize ince bir tabaka halinde vazelin uyguluyoruz. Gece boyunca yüzümüzde kalacak vazelin ile ertesi sabah daha nemli, dolgun, ışıltılı ve canlı bir cilt ile uyanmayı hedefliyoruz. Vazelinin gece boyunca yüzde kaldığı düşünüldüğünde, bu tekniğin ayda en fazla 1-2 kez, hatta belki daha az sıklıkta yapılması tavsiye ediliyor. 

Vazelin, non-komedojenik etkisi ve diğer cilt bakım ürünleri ile uyum gösteren bir içerik olarak karşımıza çıkıyor. Bu tekniği kullanmak için günlük bakım rutininde herhangi bir değişikliğe gidilmemesi çoğu kişi tarafından beğeni toplayan bir özellik oluyor. Son adımda cilt yüzeyini bir film şeklinde vazelin ile kapladığımızda, önceki adımlarda uygulanan nemlendirici ve serum gibi bakım ürünlerinin aktif içerikleri cilt tarafından daha verimli bir şekilde emiliyor ve gece boyunca ciltten nem kaybı önleniyor. Sonuç olarak daha dolgun, yoğun nemli, yumuşak, pürüzsüz, esnek ve parlak bir cilt sağlıyor. Nem dengesinin korunması ile birlikte erken yaşlanma ve ciltte enflamasyon belirtileri azaltılırken dış etkenlere karşı cildin koruyucu bariyeri daha güçlü hale geliyor. 

Cildin nemini kaybetmesi ile birlikte bölgesel kurumalar, kızarıklıklar hatta ilerleyen düzeylerde çatlaklar dahi görülebilir. Yoğun nem vadeden ve ciltten su kaybını sınırlayan bu teknik tüm bu sorunlara bir çözüm niteliğinde olabilir. Kuru ciltlerin kış aylarında bu problemleri daha sık yaşadığı düşünülürse belki de onlar için bir keşif niteliğinde olan bu yöntem daha sağlıklı bir cilt için denenebilir. Ayrıca cilt bakım rutininde herhangi bir değişikliğe gidilmiyor oluşu da işimizi kolaylaştırıyor gibi görünüyor. Gece uygulayacağımız vazelin ile sabah daha nemli ve daha dolgun bir cilt ile uyanmayı kim istemez ki!

Kuru ciltler için daha uyumlu olacağı düşünülen slugging tekniği yağlı, karma veya sivilce eğilimli ciltler için kulağa çok doğru gelmiyor olabilir. Bu cilt tiplerinin tüm yüzüne vazelin uygulaması doğru bir yöntem olmayabilir. Sivilce eğilimli ciltlerde yağ ve ölü hücreler cilt yüzeyine çıkarak ciltten uzaklaştırılacakken, uygulanan vazelin tabakası nedeniyle cilde hapsolabilir ve bu durumda gözenekler tıkanarak sivilce, siyah nokta gibi problemlerin görülme sıklığı artabilir. Retinol kullanılan rutinlerde ise, retinolün cilde penetrasyonunu artıracağından, ciltte kuruma ve dökülme gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle bu cilt tipleri tüm yüz yerine, sadece nem ihtiyacının fazla olduğu kuru bölümlerde bu bakım tekniğini deneyebilirler. Yine de en güvenilir yöntem cildinizi izleyerek ihtiyaçlarını belirlemek ve bu doğrultuda hareket etmek gibi görünüyor.

En önemli noktası uygulama sıklığı olabilir. Aşırıya kaçmadan ayda bir veya iki, en fazla üç kez uygulanması sağlıklı olabilirken fazlası gözeneklerin tıkanmasına, sivilce, siyah nokta ve enflamasyon oluşumuna neden olabilir. Kuru ciltlerin nem ihtiyacını karşılayabilir fakat, vazelinin kalın, yapışkan ve rahatsızlık hissi verebilen bir içeriğe sahip olduğunu akılda tutmakta fayda var. 

Cildin Nem Dengesini Korumak Neden Önemli?

Slugging tekniğinin asıl amacının ciltteki nemi korumak olduğunu biliyoruz. Peki cilt için nem neden bu kadar önemli?

Cilt yüzeyinin nemli olması, koruyucu bariyeri desteklemenin yanısıra kuruma, kızarıklık, döküntü gibi problemleri önler ve çeşitli biyolojik fonksiyonların eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesine yardımcı olur. Bu nedenle ciltteki nem oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Karma, yağlı, akne eğilimli ciltlerin fazla sebum nedeniyle zaten yeterli neme sahip olduğu ve dahasına ihtiyaç duymadığı sanılırken aslında durum pek de öyle görünmüyor. Bu noktada belki de en başa dönmek ve sebum hakkında konuşuyor olmak aklımızdaki soruları cevaplıyor olacaktır. 

Sebum, kıl kökleri içerisinde bulunan yağ bezleri tarafından üretilen bir salgıdır ve amacı cildi nemli tutarak dış etkenlere karşı korumaktır. Fazla sebumu uzaklaştırmak amacıyla bakım yaparken, cildimizi kurutacak ürünlerin tercih edilmesi sebum seviyelerinin bozulmasına ve ciltte kurumaların görülmesine neden olur. Bu noktada alarm veren cilt daha fazla sebum üreterek kuru ve gergin hissi azaltmayı amaçlar. Fazla üretilen sebum kıl köklerinde birikmeye ve buradaki gözenekleri genişletmeye devam eder. Gözeneklerde biriken sebum cilt yüzeyine çıkamaz ve gerekli arındırma yapılamadığında gözenekler tıkanmaya, siyah nokta ve sivilce görünümü oluşmaya başlar. 

Siyah nokta, gözenek ve sivilce görünümünü azaltmanın yolu cildin kurumasının engellenmesi ve bu sayede fazla sebum üretiminin dengelenmesi gibi görünüyor. Bu noktada cildimizi derinlemesine arındırırken  kurutmayan içerikteki ürünlerin tercih edilmesi oldukça yararlı olacaktır. Propia, karma, yağlı ve sivilce eğilimli ciltler için bitkisel içeriğe sahip, su bazlı formulasyonları ile ciltte ihtiyaç duyulan temizliği sağlarken; içeriğindeki salisilik asit ile sivilce ve siyah nokta görünümünü azaltmaya da yardımcı olmaktadır. Cildin nen dengesini koruyan Propia, patentli formülasyonları ile, diğer cilt tipleri tarafından dönemsel sivilce ve yağlanma yaşanılan zamanlarda da etkili çözümler yakalamak adına tercih sebebi olabilir.

“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.